September 26, 2007

GİDİYORUUMM....

Hani geçenlerde bi gezerim gezersin gezer yazısı vardı.İşte orada bahsettiğim gezinin zamanı geldii.
Mamulinin okulu başladı.Onu geçen pazar öğlen filan yolcu ettik.
Sıra geldi benim gezilere.
Ben olayı öyle basit gibi anlattımki ,Sadrazamcım kabul etmekle kalmadı Ankaraya kadar birlikte gitmeyi ve Çandarlı dönüşü Antalyaya giderken uğrayıp Ankaradan almayı teklif etti.
He hee yahu cümle bile o kadar karışık olduki adamcağız bunu teklif ederken başına bi yerlerde taş mı düştü bilmem yani:))
Neyse efendim uzatmıyalım herkesler tatili bitirmiş te çoktan kışlıkları çıkarmaya başlamışken ben tatile gidiyorum işte.
Biraz gezeceğim canıım bayram sonu görüşürüz.
Bu vesile ile herkesin Ramazan Bayramını kutlarım(Biraz erken oldu ama),hoşçakalın,sağlıcakla kalın.

September 20, 2007

Yapmayı sevdiğim üç şey


Sevgili İncegül beni sobelemiş.Yapmayı sevdiğiniz üç şey.

Eee daha çok şey yazsaak.Olur mu.Olur:

* Aylak aylak gezmek.Hele şöyle limonata gibi tatlı bir yaz sabahıysa.Parkta oturmak, ööyle gelen geçene hatta gökyüzüne bakmak.
Yukarıdakı minik kelebeği nerde buldum bilebilin bakalım?
Aylaklık yazdım google amcaya, grafiklere bastım baktımki minik mavi şey ordaa:))

* Yemek pişirmek ve dahi onları yemek.Abur cubur yemek.İş yerinde akşama kadar çay içmek.

* Parfüm almak.Almasam bile kozmetik mağazalarını gezmek,dükkandaki bütün testerları koklayıp reyondaki görevliyle hangi parfümün içinde ne var muhabbeti yapmak.

* Büyük süpermarketlerden alışveriş yapmak.İki saat gezip azıcık(!) bişey almak.
Mamuli alışveriş yapmayı sevmiyor.Beraber gittiysek biz Sadrazamcımla marketi boşaltırken o bir yanda homur homur edip durur hep:))

* Birisi değişik birşey yapıyorsa(mum üretmek,ebru yapmak,değişik bir yemek...vs.) İyicene merak edip içine düşmek.Bayıltana kadar bisürü soru sormak.
Boncukçu bir aralar mum yapmayı öğreniyordu.Evde mum yaparken ben yanındaydım.Öyle dikkatle izleyip sorular sormuşum ki Kızcağız "abla yarın mum imalinden sınavın varmış gibi izliyorsun" demişti:))

* Kırkından hatta kırkbeşinden sonra bilgisayara merak salmak.Olaya ortasından daldığı için karmaşık programları düşe kalka da olsa kullanıp en basitlerinden hiç haberi olmamak.
Hergün işe geldiği gibi ilk iş olarak bloğu açmak bütün linklere bakmak.


Bu liste böyle uzar gider.

Ben de Boncukçuyu sobeledim.









Posted by Picasa

September 17, 2007

Sonbahar ve koku sobesi



Bu resmi sabah işe gelirken çektim.Birden ağaçların sarıya dönmüş rengi hoşuma gitti işte.Fotoğraf makinası da yanımdaydı.
Biyonik beni sobelemişti epey de oldu gerçi ama tembel ben anca resim çekip basabildim.Ne yapacaksınız Ramazan, oruç moruç.

Sobenin konusu koku.Yakınlarım bilir parfümlere olan düşkünlüğümü ve bana hediye olarak genelde parfüm alırlar bu yüzden.Ama baktımda parfüm stoğum epeycene erimiş yahu bu aralar.Gördüğünüz üç adet parfümün üçü de oğlumcumun hediyesi.(Sadrazamcım sen bana baksana bugünlerde ihmal mi ediliyorum nedir,senin aldığın parfüm bitti ve yerine yenisi hediye gelmemiişşş).

Soldan sağa:Tommy Girl,Kenzo Jungle,Yves Saint Lourent Opium.

Mamuli Kenzo yu kızkardeşim Mavili ile beraber almış."Parfümden iyi anlar annem bunu da gezmeye yemeğe filan giderken kullanır" diye tarif ederek almış.Biraz egzotik bir koku.öbür iki kokuyu alırken ben yanındaydım zaten Mamuli bir kenara çekilip beni tezgahtarla ve kokularla başbaşa bıraktı.
Tommy yasemin,sandalağacı ve amber kokulu.Kokladığım üç dört testırdan sonra günlük kullanacağımı söyleyince bunu tavsiye ettiler.Hergün çok severekkullanırım.
Sağdaki şişe ise koklar koklamaz vurulduğum ve evet bu dediğim ama kıyıp fazla kullanmadığım
Opium.

Aslında koku hissim ve koku hafızam kuvvetlidir.Bir keresinde Ankara Tekin Acarda idi sanırım,hem kendime hem Mamuliye ve hemde yaşgünü olduğundan Boncukçuya parfüm almak için dükkandaki neredeyse bütün testırları indirmiş bakıyorum(Ençok sevdiğim şey).Mağazadaki satıcı beyefendi "hanfendi artık karışmıştır"dedi."hayır dedim karışmaz,9 adet bayan ve 4 adet erkek kokusunu karıştırmadan ayırt edebilirim".Adamcağız anında az yana çekilip"sizi hemen yanıma işe alayım" demez mi.Biraz attım sandı herhalde:)
Gençkızken okuldan eve geldiğimde anneme ne pişirdiğini kokusundan bilip o söylemeden ben söylerdim.Apartmandan eve çıkarken "hımm filan hanımlarda dolma var fişmekan teyzelerde börek yapmışlar"diye tazı gibi koklana kokalana gelirdim.Oyun evde annemin ne pişirdiğini bilmemle sona ererdi.
Çiçeklerden Gardenya,Yasemin ve bana biraz baygın gelmekle beraber Gül kokusunu severim.Ayrıca taze nane,fesleğen ve bazılarının hoşuna gitmese de kinzi kokusuna bayılırım.
Yemek yaparken hem tadına hem kokusuna bakarım.Ama karalahana için birşey demiyeyim çok fena kokar mubarek:)
Bu günlük bu kadar herkesler sobelenmiş ben kimi sobeliyeyim şimdik, isteyen alsın sobeyi üzerine,dediim sonra vazgeçip İkinci hayatı sobeledim.Laf aramızda o bu blog işlerinde acemidir gidip anlatayım usul nasıldır felan:))

Posted by Picasa

September 10, 2007

tarhana çorbası


Bir arkadaşım tarhana yapmış.Bana da bir kavonoz verdi.Tarhana yapmak mı? Ben mi?Bilmem ki valla hiç yapmadım.Gezmekten zaman olmuyor zahir:)Ama arkadaşımın yaptığı harika idi .Rengi kokusu mis gibi.
Aslında ben bu çorbayı geçen gün yaptım ama tam kaseye koydum resmini çekiyorum basıcam bloğuma,oğlum içerden "annee Pavarotti ölmüüşşş"diye seslenince çorba bu güne kaldı.
Efendim yapılışı aşağıda:
Üç dört yemek kaşığı tarhanayı biraz sıcak suda ıslatın.Bir yandanda tencereye rendelediğimiz üç orta boy domates ile dövülmüş iki diş sarımsağı biraz sıvı yağ ile(isteyen margarin kullanabilir tabii ama benim mutfağımda margarin olmaz)çevirdikten sonra ıslattığımız tarhanayı ilave edin.Üzerine kaynamış suyu,kırmızı pul biberi ve tuzunu ilave ederken çorbanızı dibini tutmaması için pişene kadar karıştırın.
Çorba oldumu?Oldu.Üzerine tam kuru nane ilave edecekken balkonda saksıdaki taze nane aklıma geldi,yerken biraz hellim peyniri ilavesi ile harika oldu doğrusu.hellim peynirinin tarhana çorbasında ne işimi var?Var var, ben yaptım oldu.Hem de çok güzel oldu.
Posted by Picasa

September 07, 2007

PAVAROTTİ


Aslında bugün bir çorba tarifi yazacaktım.Yeni birşey değil hep severek içtiğimiz bir çorba.

Ama dün akşam tam mutfakta çorbamı hazırlıyorken Oğlum içerden seslendi

"Annee duydunmu Pavarotti ölmüş"

Hiç klasik müzik dinlemeyen oğlumun bile aklının bir köşesine girmiş Pavarotti.Genelde ülkemizde pek tanınmaz öyle tenorlar filan.Ama Pavarotti sanki yabancı değildi Türk halkı için.

Ben de çok iyi bir opera dinleyicisi sayılmam ama Pavarottiyi severek dinlerdim.

Üzüldüm.

Toprağı bol olsun.

September 05, 2007

gezerim,gezersin,gezer

Ramazan ayının ortalarında ya da Eylül ayının sonlarından bayrama kadar Nenoni yi bu şekilde görebilirsiniz.Kendimi paintte çizerken az biraz(!) inceltmişim aslında:)Sabahtan beri Ankara da iki kişi veZonguldakta ben msn kazan biz kepçe şehirlerarası gezi programı (acaba problemimi desek,yani eni konu denklem kurup çözmek zorunda kaldık ta)yapıyoruz.

Baştan alayıımm:
Bir_Annemler Çandarlıda yazlıktalar.Onlar oradayken ben de bir haftalığına gitmek istiyorum.
İki-24Eylülde Mamulinin okulu başlıyor azıcık onunla gidip evini düzene sokayım çocuğa yemek memek yapıp bırakayım.
Üç-28 Eylülde Ankarada Hisseli Harikalar varmış onada gideyim gitmişkeenn.
Dört-11 Ekim bayram birkaç gün öncesini de katıp Antalyaya bir yere gitme planımız da vaarr bi ahbaplarla(bu plan ailecek).
Beş-Annemler kasım ortası dönüyor onları kim nasıl(hangimiz) getirecek?Yardımcı bayanları izne ayrılıyor babamla yalnız kalamaz Annem(babam felçli ve yardımcı şart)
Altı-Ben çalışan bir bayanım ve e izniminde bi sonu var tabiiki:)
Yedi_Şimdi hadi Çandarlıya ne zaman gideyim?Annemleri kim getirecek?Öyle gidip geleyimki arada Antalya tatili var.
Sekiz-Ay kafam bulandı bir çay içeyim.
Dokuz-Sadrazamın bundan haberiyok (Antalya gezisi hariç ona beraber gideceğiz) bu kargaşayı ona basit ve kolaymış gibi anlatayım?
He he he nasıl?Çok bilinmiyenli denklem gerektiren problem gibi değil mi?
Sonunda biraz çözülür gibi oldu.
Annemleri yazlıktan gönderme işini Ankaradaki öbür kızkardeş Mavili üstlenecek.Sonra o orada azıcık kalırken ben Ankaraya gidip yardımcı bayanın izni bitene kadar birkaçgün Annemlerle kalacağım neyse bu Kasım sonlarında olay ama olsun elde var bir sorunun birini çözdüükk.
O zaman ben Çandarlıya Bayramdan önce gideyim dimi?Ama ne zaman?Hem Mamulinin okulu başlamış olsun ona yardım edeyim azıcık,hem Hisseli Harikalara gideyim hem Çandarlıya.E Antalya gezisi de vaarr.
Sonunda çözüümm:
22Eylülde felan Mamuli güzelcene Ankaraya yolcu edilir.
27 Eylülde 15 gün izinmizin bişi uydurulur.ankaraya gidilir.
Mamulide kalınır çocuğun evi toplanıp yemek felan yapılır.
28 Eylül akşamı Hisseliye gidilir.
29 Eylülde Çandarlıya seyahatt.
Antalyaya bayramdan önce 6Ekimde felan mı gidilir? Sadrazama sorulur kii Çandarlıdan Ankaraya ona göre dönülür.
Bu arada Zonguldağa geri mi gelinir yoksa Antalyaya giderken sadrazam uğrayıp Ankaradan Nenoniyi mi alır bilemem.
Sadrazama bu karışık iş nasıl kabul ettirilir?Bu arada izin dibe vurmuş oldu.Birdaha Kasım Sonunda Ankara işi ne olur?Neyse o sonraki iş canıımm.
Bu yazıyı benim müdür okursa ne olur?Emekliliğim aniden gelir mi?Ya da "kızım sen dolaş arada gel maaşını al,yok yok onu da nasılsa bankamatikten alıyorsun hiç gelme" mi derler:))

September 03, 2007

uçak muçak


Airport dergisinden bir haber.Ülkemizde değil onu belirteyim önce ,resimde o habere ait değil. Ankara-İzmir seferi yapan bizim havayollarından birinde tarafımdan bizzat çekilmiştir.Yolculuktan çok memnun kaldığımı da belirteyim antiparantez.(E peki bu resmi ne diye koydun hadee sadede gel hanıım diyenlere not:bir-elimde başka resim yok konuyla ilgili naapim,iki-patlamayınız efendim yazı geliyor ,iki satır olmasın da uzasın diye yapıyoruz herhalde)
Efendim yukardaki linki tıkladığınız da yazının tamamını okursunuz ama ben kısaca geçeyim.Geçenlerde Lagos-Johannesburg seferi yapan bir uçaktaki hostes aniden sinirlenerek yolculardan birine bağırmaya başlıyor.Yolcuda karşılık verince olay kızışıyor ve hostes yolcunun boğazına sarılıyor .Adamı elinden zorla alıp uçak yere inince çıldıran hostesi yetkililere teslim ediyorlar.
Aklıma bir film geliyor havaalanımıydı uçakmıydı komedi filmi.Hostes bayılan yolcuyu tokatlamaya başlar ve hızını alamıyarak iyicene pata-küte girişir...Bu da şaka gibi yani.Bizim havayollarını bir daha eleştirmiyeceğim valla.Tabii ömrümde sadece iki defa uçağa bindim o da bizim yerli havayollarından birine ama.Baksana neler oluyor yahu...
Posted by Picasa