October 31, 2006

Otelde kim vardı bilin bakalım?

Antalya Belekte Ramazan bayramı için gittiğimiz otelde kimler vardı bilebilin bakalıımm?Yaa resimden anladınız değilmi Safiye Soyman ile Faik Öztürk! Aynı otele tatile gelmişleer.Kendilerini ancak sabah kahvaltısı ve akşam yemeklerinde gördüğümüzden ve millet yemek yerken çıkıp fotoğraf çekmek acayip olacağından ancak çaktırmadan masalarının resmini çekebildim ben de.Aslında kaldığımız otelde masalar rezerve edilmiyordu ama Safiye ile Faiğe bi kıyak yapmışlardı işte.
Bir sabah kahvaltıda Sadrazambey(eşim) tanıdı önce onları."AA arka masada kimler var baak".E döndüm baktım, birsüre sonra "haa bunlar şuuu kimdi yahu"derken Sadrazambey Safiye Soyman ile Faik Öztürk olduklarını söyledi.Ben nasıl bi baktıysam "Aaaa sen nerden biliyorsun?"diye Sadrazamcım nerdeyse tanıdığını söylediğine bin pişman "canım ben emekliyim ya sabah televizyonu açıyorum bunlar var ordan yaniii"
Bayramlarını kutlamak için annemleri aradığımda onlara da söyledim Safiye ile Faik burdalar diye.Annem tutturmazmı "ille telefona ver ben onu çok seviyorum"Yahu nası veriym kadının hiç bi tane programını seyretmemişim ne diyim yanii.Ayrıcana insanlar tatile gelmişler değilmi.Hiiçç adetimde değildir ünlü birini görüp yanına yanaşıp resim imza filan istemek.Neyse işte anca masalarının resmini çekebildim anlıyacağınız.
Not:Bu arada Faik beyin havuza giderken giydiği yeşil şort ve yeşil kolsuz tişört çok şıktı canıım... Posted by Picasa

October 30, 2006

DÖNDÜÜM!

Merhabalar efendim.Geçmiş bayramınız kutlu olsun.Hem bayram hemde yazın yapamadığımız ufak bir tatil için Antalyaya gittik biraz da Ankara tabii.Pazar günü döndük.Şimdilik bu kadar gerisi ve diğer resimler sonra.
Hoşçakalıın... Posted by Picasa

October 20, 2006

Paçanga fırında

Ne zamandır yapmayı istediğim Paçanga böreğini nihayet yaptım.Gerçi zaman darlığından kızartamayıp fırında yaptım,o yüzden oldu Paçanga fırında.Yaptığım epey bi araştırma ve soruşturmada öğrendimki aslında bu börek kızartarak yapılırmış.Neyse bir dahaki sefere öyle yaparım.Ama bu şekilde çok hafif oldu.Yapılışına gelince :Benim elimde dört adet yufka vardı iki kat yapıp aralarına yumurta ve yoğurt karışımı sürdüm sonra üçgen parçalara ayırdım iç malzemesini koyup üzerine yoğurt sürüp fırında pişirdim.
İç malzemesi:Göz kararı inşe şeritlere kesilmiş 5-6 dilim pastırma,1 yumurtanın akı(hafifçe çırpılmış),biraz ince kıyılmış kaşar peyniri.Yumurta akı ile pastırmaları karıştırın üçgen kesilmiş yufkaların üzerine koyduktan sonra kaşar peyniri ilave edin.
Not:Vaktim dardı dedimya yoğurdu yufkaların üzerine sulandırmadansürdüm o yüzden börek pişene kadar üzerleri karardı.
Ama tadını çok sevdik sonra gene yaparım,bu sefer kızartarak.Sonucunu sizlerle paylaşırım.
Bayram dolayısı ile ufak bir tatil yapacağız dönüşte görüşürüz.Ramazan(Ya da Şeker)Bayramınız kutlu olsun. Posted by Picasa

October 18, 2006

HIRSIZ VAAR!

Geçen gün evime hırsız girdi!
Güpengündüz hemde.Çelik kapıyı levye ile açıp girmiş.Ben de işten iftara yakın geldim.Eşim kapıda ,kapıcı ve yanında bir komşu ile beraber bizim kapıyı açmaya uğraşıyorlar.Nooldu filan derken,"kapı zorlanmış "dediler.O yüzden kilit düşmüş kapı açılmıyor diye düşünüyorlar baştan.Neyse epeycene uğraşıp kapıyı yapan ustayı filan çağırıp neredeyse yıkaraktan kapıyı anca açıp içeri girdik ki, eve girilmiş iyicene birşeyler aranmış ,ortalık karman çorman.Neyse evde kocaman bir kasamız olduğundan (kasanın eve gelişi ayrı bir hikaye)eşimin ruhsatlı silahı dışında fazla birşey çalınmamış.Hemen polise haber verdik tabii.Bir sürü polis,Olay yeri inceleme filan, kimi sivil kimi üniformalı ,eve doldular.İfadeler ,bizim parmak izleri ,evdeki hırsızın bırakmış olanbileceği parmak izleri alındı ,hertaraf karmakarışık üzerine de polisin parmak izi tespiti yaparken bıraktığı siyah tozun lekeleri ile beraber tutanak tutup gittiler.Ben şaşkınlıktan ,sinir krizi filan geçirmeyi unutup(Lan eve hırsız girmiş normal kadınlar gibi bağır,ağla olmadı ayıl bayıl yahu) evi toplamaya giriştim ha babam.Aslında sonradan düşünüyorum da evde hırsızlığı bana hatırlatacak hiç birşey kalmasın istedim tabii.Sonrası "Şimdi bu kapı noolcak eğri büğrü,bayrama kadar yaparmı ki usta bunu"Usta çağrıldı.Mırın kırın ediyor başka işlerim varda filan.Usta şansını zorlama deminden beri geçirmediğim krizi şimdi geçirip boğucam seni diye içimden geçirirken neyse yapmaya razı oldu beyimiz.Önce gece idare edicek bişiler yaptı sonrada herhalde gündüz geldi tamirat için.Ama ben kapıyı tamamen değiştirmekten yanayım; bakalım.
Evdeki kocaman kasanın hikayesine gelince;Oğlum ufaktı ,evde doğru dürüst kilitli bir yer de yok o zaman.Bir iki de hırsızlık girişimi oldu.Eşime dedimki:"Şu önemli evrakları, kendimize göre kıymetli birşeyleri koymak için ufak bir kasa alalım.Dolabın içine monte ederiz".O da isteğimi makul karşıladı.Birkaç gün sonra bana evde bulunmamı kasanın getirileceğini söyledi."Ama komşular filan fazla haberdar olmasın kasadan,birde kimseye laf anlatmayalım" dedi.E tamam dedim naapim.Yani haberleri olsa noolucak canım,allahallaah.Neyse lafı çok uzattım bekçi(o zaman lojmanda oturuyoruz)telefon etti size bir araba geldi birşey getiriyormuş dedi.Ben de gelsin dedim.Tabii ufarak kamyonet filan bekliyorun ben.Aanaa birde bakarım kapının önünde kocca bir TIR!Üzarinde de dev gibi"FALANCA KASALARI"YAZIYOR.Tırın kapısı açıldı içinden üç adam indi.Üzerlerinde iş tulumları arkalarında gene firmanın adı.Bayağı bir zahmetle kasa arabadan indi.Ben gene Anaa!Kasa dediğin iş yerlerindeki kocaman kasalardan.Hemen hışımla eşimi aradım"İşte yanlış kasa getirmişlerde bik bik bik de bi sürü vıdı vıdı..."Eşim yoo dedi o kasa, ufağı yoktu bende bunu aldııım.A dedim iyi yaptın hemde kimse de görmedi zati bu şeyi eve çıkarırlarken.Yahu bir megafonla anons vermediğimiz kaldı,apartman ayağa kalktı o zebella eve girerken..Görende sanıcakki evde bayağı bir servet saklıyoruz!Ne serveti ya, eşimin işgüzarlığı....Ama bu sefer işe yaradı, hırsız açamamış bizim kasayı.Gerçi içinde de aman aman servet yok tabii ama olsun,kendime göre değerli birşeylerim,en önemlisi hatıra sayılır bir kaç takım vardı onlar gitse çok üzülürdüm doğrusu.
Birinin evine girip soymak hemde güpegündüz!Nasıl bir hastalıklı ruh yapısıdır bu?İnşallah bir daha böyle bir olayla karşılaşmayız.....

October 13, 2006

camın büyüsü nün diğer resimleri

 Posted by Picasa

Camın büyüsü

Yaz sonuna doğru Boncukçu Antalyaya hem kısa bir tatil hem de oradaki evin birtakım işleri için gittiğinde yat limanına doğru yaptığı gezintilerden birinde bir dükkanın önünde hem tezgahını hemde şalümosunu kurmuş camdan biblolar yapan bir usta ile karşılaşmış.Şalümo:cam eritilen ocak.Tabii buraya küt diye yazdığıma bakmayın boncukçu ve ben bu ismi aklımızda tutana kadar epey uğraştık:))Ustamız hem biblolar yapıp satıyor hemde Boncukçu gibi meraklılara cam işlemeyi öğretmeye çalışıyormuş.Ammavelakin cam işlemek öyle kolay birşey değilmiş.Boncukçunun dediğine göre cam boruyu ateşe tutup bi yandan çevirirken, hani Nevşehirde çömlek atölyelerinde çamur tezgahına oturan turist hesabı,cam bir tarafa yamuluyor bir türlü istenen şekil verilemiyormuş.Oysa usta çevirirken cam top gibi yuvarlacık olmuş.E tabii maharet ocakta değil elde elbette.Ustamız bir cam borunun içine boncuk yada üzerine isminizi filan yazdığı kaplumbağa kabuğunu koyup altını ateşte kapadıktan sonra içine renkli su ilave edip şişe formu vererek ağzını gene ateşte kapatıyormuş.O tarihlerde Boncukçunun yaş günü olduğundan arkadaşları hediye olarak boncukçuya cam şişelerden almışlar,ustamız da 7 adet cam fil hediye etmiş.Yolum bi ara Antalyaya düşerse muhakkak o ustayı bulup bende görmek istiyorum.bellimi olur belkide becerebilirim cam biblo yapmayı....

October 12, 2006

Ankara da sonbahar

Yandaki fotoğrafı Boncukçu gönderdi.Sabah işe gelirken biraz yürümüş.Hava harikaydı diyor.Zaten Ankara'nın sonbaharı çok güzel olur.Hava limonata gibidir.Hafif seriin hiç sıkmaz insanı.Üff! gene Ankaram geldi yaa. Posted by Picasa

October 11, 2006

Yazdan kalma bir gün















Bir iki gün önce havaların yazı aratmadığı bir öğle vakti fotoğraf makinamında değil cep telefonumun kamerasına yakalanan bir kare.Çekmeden edemedim.Hele o öndeki ceviz kabuğu sandal... Posted by Picasa

October 09, 2006

Etli karalahana dolması(sarması)

Pazar günümü yemek yaparak geçirdim.Vaktimin çoğunu da lahana sarması aldı.Efendim tarif aşağıda...












Malzemeler:
-4 bağ karalahana(Yaklaşık 1,5kg geliyor)
-700 gr kıyma
-2 çaybardağı pirinç
-yarım demet maydonoz
-bir yemek kaşığı salça
-1/2 çay bardağı sıvı yağ
-3-4 diş sarımsak
-tuz,karabiber...
Yapılışı:
Önce lahana yaprakları yumuşayana kadar haşlanır.sarımsaktan 2 dişi ayrılarak kalan malzeme ile dolma içi yoğrulur.Tencerenin dibine bir iki adet yaprak kıyılarak konur.her bir yaprak üç-dört parçaya ayrılarak dolmalar sarılır,tencereye dizilir.(Eğer elinizde varsa küçük bir parça kemikli eti tencerenin dibine yerleştirin dolmaya lezzet katıyor)Dolmaların tencereye dizilişi bittikten sonra lahana yapraklarının kalan kısmını doğrayıp dolmaların üzerine konur kalan iki diş sarımsağı üzerlerine kıyılır.Ilık su ,tuz ve azıcık sıvı yağ ilavesi ile kısık ateşte pişirilir..
Afiyet olsun... Posted by Picasa

October 07, 2006

Akşam akşam..yada canım sıkılıyor

Ş u anda saat akşamın 9 u filan.İftarı yaptık sofra toplandı çaya daha var.Annemler Ankarada ya Mamuli de orda ya,kızkardeşlerim herkes orda...Aklımda orda işte.Peki ben naapıyorum burda,çünkü ben 25 senedir bu şehirde yaşıyorum da ondan.Ama işte böyle bazı bazı Orda olmak istiyorum işte.Aslında bu sene her zamankine göre oldukça sık gittim Ankara ya.İnşallah bir dahaki sefere gezmeye giderim,Amin.Çok gittim ama hep hastalık hep bi olayla gittim.Gezmeye gidicem annemleri tanıdıkları akrabaları görücem alışveriş yapıcam Boncukçu ile takı kursuna gidicem.Bi de milleti toplayıp Bahçeli LİVA da salata yiycem,sonrada MADO da dondurmalı baklava yeriz.Üff!Acayip Ankaram geldi,Bayramdan sonra ordayım..Çünkü Sadrazamcım bayramda Antalya ya gitmek istiyor.Mamulinin sınavı filanda yoksa onu da alıp gideriz.Daha bayrama çokk var.
Yahu çok karanlık bir yazı oldu.Yarın etli karalahana dolması yapacağım resmini de çekip pazartesi basarım.Lazlar iyi biliyor ama birde benden okuyun...