June 29, 2006

gazetelerden...

Uzun süredir gazetelerden bişiler yazmadım.Eski bloğum blogçu nenonide böyle bir iki yazı vardı.(ya ben post demeye alışamadım yazı desem olmuyormu?)
*Eşme'de 350 kişi içme suyundan zehirlenmiş.İşin garip olan yanı bu ilçede 72 yıldır içme suyu yokmuş yeni yapmışlar.Yeni ne diyiim AFFERİN İYİ BECERMİŞSİNİZ! Eşmeliler sizde eskiden ne içiyorsanız ona dönün anacım burası Türkiye öyle musluktan her akan içilmiyor işte!
*Üniversite sınavlarına hazırlanan bir lise öğrencisinin bestelediği,sınavlı eğitim sistemini "epeycene" eleştiren Ö-Se-Ye-Me isimli şarkı bu günlerde bütün öğrencilerin ağzında. ÖSYMbaşkanı Prof.Dr.Yarımağan:"dinleyip dinleyip gülüyorum.Ben hoşgörülüyüm." demiş.
Valla hoşgörülü olmak iyi bişey tabii de fazla gülme istersen...
*Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yangın çıkmış..Aaaa ne diyim valla nazarımız deydi bu hastaneye .
Çünkü bu kışın rahmetli halam aynı hastanede uzunca süre ağır hasta olarak yattı ve son derece ihtimamla bakıldı.Ne yazıkki kurtulma ihtimali olmadığından sonunda vefat etti.Ama biz hasta sahipleri olarak gösterilen bakımdan hep memnun kaldık.Neyse geçmiş olsun.Hem hastalara hem Hastane personeline ve dr lara ..
*Merkez Bankası:Tek haneli enflasyon olasılığı güçlendi demiş.
birşeyler güçleniyor galiba ama bunun bizim ceplerimiz oladığı aşikar..
*Benzin 3 ytl.
Eee hani tek haneli enflasyon?
*Buda yerel bir haber:Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi ilk mezunlarını vermiş.
Genç dr larımızı kutlar hayırlı olsun dileklerimi yollarım efendim.İnşallah Tus sınavlarında istediğiniz uzmanlık dallarını kazanırsınız..
Bu günlük bu kadar görüşmek üzere...

June 22, 2006

Boncukçu'nun portakallı keki

Kızkardeşim boncukçu ile önceki gün msn den yaptığımız görüşmede http://http://fikirsahibireceteler.blogspot.com/da okuduğu karpuz salatasını denemek istediğini söylemişti.Doğrusu denemiş pek sevmemişler ama bu arada biz portakal yağına takılı kaldık.İşte bundan ne güzel kurabiye filan olur mis gibi kokar derken kızkardeşim "ben bi kek yapayım bakalım "dedi.Dün akşam yapmış bu sabah maille resimleri ve tarifi gönderdi.Bende sabah beri resimler ile uğraşıyorum.
Resimlerin nesiyle uğraştığıma gelince ,noolmuşsa olmuş resimlerin kb si ufak geldi efendim dolayısıyla picasa resimleri görmüyor.Yav buna ne oldu şimdik filan derken bulduum !Önce windovs ta bi program bulup resimlerin kb sini büyüttüüm sonra picasa gördüü, bende bu post'u yazıyorum.e tabii inşallah buda uçmassa!valla çok üzülürüm çünkü uzuun bi post bu..Yani bana göre uzun canıım..
Şimdi gelelim tarifimize...
Malzemeler:
*3 yumurta
*1,5 su bardağı toz şeker(boncukçudan not:azaltılabilir o tatlı severmiş)
*1/2 su bardağı sıvı yağ
*1/2 su bardağı süt
*1 su bardağı portakal suyu
*1 portakal kabuğu rendesi
*1 su bardağı iri çekilmiş fındık
*2-3 damla portakal yağı(defne koryüreğe sevgilerle)
*1 paket kabartma tozu
*1 paket vanilya
*aldığı kadar un
Şurubu için:
*2 portakalın suyu
*2 kaşık toz şeker
*2 damla portakal yağı
Keke başlamadan önce şurup için portakal suyu ile iki kaşık şekeri karıştırıp kaynatın soğumaya bırakın.
Kek için gereken malzemeleri karıştırıp(normal kek yapar gibi ) 170 derece ısıtılmış fırında kekimizi 35 dakika pişirin.Yeteri kadar piştiğinden emin olmak için sivri bir bıçağı keke batırarak deneyin temiz çıkarsa kekiniz oldu demektir.
Hazırlayıp soğuttuğunuz şuruyba 2 damla portakal yağını ilave edin fırından çıkardığınız sıcak kekin üzerine bu şurubu gezdirin fındıkla süsleyerek servis yapabilirsiniz.
Afiyet olsun... Posted by Picasa

June 19, 2006

Haftasonu İstanbul

Haftasonu iki günlüğüne istanbula gittik.Tabi bu benim bu post u ikinci yazışım deminkine ne oldu bilmiyorum !Uçtu!oturdum yeniden yazıyorum .Deminkide çıkarsa ikinci baskı olucak artık bakalım yani..Bi patırtı bi hengame cuma sabahı (daha doğrusu öğlene doğru) evden çıktık.İstanbula varmamız öğleden sonra nerde ise akşama doğru oldu.Yolda tünellerden geçerken radyo yayınındaki bayanın"filan tünelinden geçiyorsunuz farlarınızı yakmayı unutmayın..."diyen sesini duyduğumda aklıma Crystal'ın Ankara gezisi postu'u geldi:) Ee tabii teknoloji efem!...
Tabii ben bir Ankaralı olarak her işim olduğunda Ankaraya gittiğiden İstanbulu hiç bilmiyorum ,dolayısı ile semtlerin o şehirde birbirinden nekadar uzak olduğu konusunda hiiç bir fikrimde yok tu bu hafta sonuna kadar.
Kalamış marinada oturuyorduk(efem bu bahane ile oraya uğradığımızı da lafın arasına sokuşturmuş oluyorum tabii)ben beykozda olduğu duyduğum turşu ve salça imalatçısına uğramak istediğimi söylediğimde ve saf saf "uzak mı?" diye sorduğumda herkes "ohoo orası dünyanın ucu vaktimiz yok"dediler.İstanbullular söyleyin bakim hakkaten öyle mi ?Çünkü ben o şehri bilmiyorum bana göre ne derlerse o..
Pazar günü mamulinin Ankaraya gitmesi gerektiğinden cumartesi akşamı geri döndük küçümen şehrimize(zonguldak).Ayol İstanbuldan sonra bana Ankara bile ufak geldi.O ne biçim yer yahu ,gezilir orda anca yaşanmaz.(Çamur at izi kalsın!)
Efendim siz benim dediğime bakmayın şehrinizi çok beğendim daha sonra bir gün sırf gezmek ve fotoğraf çekmek için tekrar geleceğim sağlıcakla kalın... Posted by Picasa

June 15, 2006

Ekmekçi nin yaş günü















Dün akşam yeğenim Ekmekçi'nin yaş günü idi.Efendim Ekmekçi yi daha önceki postlarımı ve yorumlarını okuyanlar bilir.Kendisi yeğenim olup bloğumun sıkı bir takipçisidir.Arada bir yorumlarını görebilirsiniz.Ama henüz kendisini bir blog açmaya ikna edemedim..
İşte dün akşam hem Ekmekçinin yaşgününü kutlamak hem de ailece hoş bir akşam geçirmek üzere bir restoranda toplandık.














Alışıldık yaşgünü mumları üflenmedi ama alevli meyvalarımız harikaydı.Sohbet daha da güzeldi ,eve gece 02.00 de geldik.Ooof bir de sabah işe gelmek olmasa...
MUTLU YILLAR EKMEKÇİ... Posted by Picasa

June 11, 2006

Annemin kinzili acıkası















Mamuli nihayet sınavlarını bitirip Ankaradan geldi.Gelirken de Annemin yaptığı acıkadan getirmiş.daha doğrusu Annecim bahçesindeki kinzilerden yapmış olduğu acıkadan göndermiş.Biraz önce telefonla ayrıntılıcana bir tarif aldım ,acıkayı da minik bir tabağa aldım süsleyip püsleyip resmini çektim.Efendiim tarif aşağıda:
Malzemeler:
*1.5 demet maydonoz kadar taze kinzi(sakın yanlış anlamayın içinde maydonoz yok ben sadece miktarı anlatmak için maydonoz örneği verdim)
*1.5 su bardağı ceviz içi
*5-6 diş sarmısak(dövülmüş)
*1 büyük dilim bayat ekmek içi
*1 tatlı kaşığı tuz
*1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber(isteğe bağlı olarak azaltabilir yada çoğaltabilirsiniz)
*1/2 çay bardağı sızma zeytinyağı
Yapılışı:
Zeytinyağı hariç diğer bütün malzeme robottan çekilir sonra zeytinyağı katılıp iyice karıştırılır.
Annemden notlar:
Kinzi(taze kişnişe lazlar kinzi derler)iyice yıkanıp kurulanmış olacak sonra robotta çekerken çok eziliyor,Taze kinziniz yoksa çekilmiş tohum kişniş kullanabilirsiniz,sarımsakları roboto koyarken önceden döverseniz aroması daha iyi hissediliyor,zeytinyağı sonra konur çünkü diğer malzemeyi eziyor,acı biberin miktarı keyfinize kalmış ama ilk yaptığınızda az kullanın acısı az olursa ilave edersiniz.
Annemin dediğine göre bu acıkaya "laziş hardali:laz hardalı"da denebilirmiş:))
Afiyet olsun, kalın sağlıcakla... Posted by Picasa

semer















Yukarıda gördüğünüz tabure benzeri şeyin adı semer.Geçen sene Van da oturan bir yakınım göndermişti.Adı niye semer bilmiyorum.Semere benzediğindenmi,yoksa sahiden semer yerine mi kullanılıyor bilmiyorum.Tek bildiğim salonumda bir köşede otantik bir eşya olarak durduğudur.
Geçen bahar Annemle Babam Zonguldağa gelmişlerdi.Onlar buradayken bir yakınım Van dan semeri göndermiş.Ama demonte vaziyette,ayrıca da kutuda şema yokk!Tabii bu arada ben semer denen şeyi ben gözümle görmek bir yana resmini bile hayatta görmemişim yanii!
Annem ve Babamla beraber biraz bulmaca çözerekten semeri monte ettiik.İşte semer o günden beri salonumun bir köşesinde duruyor. Posted by Picasa

June 09, 2006
















Baklonumdan aynı yöne doğru çekilmiş iki ayrı fotoğraf ee Zonguldak hep alttaki resimdeki gib i olmuyo işte böyle bazende siss puss.... Posted by Picasa

June 07, 2006

Ne zormuş taşınmak!

Geçen gün kuzine ile konuşurken birden bütün gezindiğim blogların blogspotta olduğunu farkedince blogspota taşınmaya karar verdim.(Tabii kuzineye güvenerek) .Zavallı dostum iki gündür beni taşımak için uğraşıyor.Neyse taşındım bitti.Arşivimi orada bıraktım bide bir ara öbürüne link yaparsam gidip görürsünüz eski yazılarımı.http://www.blogcu.com/nenoni/ Heh oldu yahu!Ay kırkımdan sonra bu blog işi bana iyi oyuncak oldu:))
Tabii ben blog taşımayı kolaybir iş sanıyordum.Öyle diilmiş meğerse.Saat taşınacak,sayaç taşınacak.E olmuşken bloğa kim gelip gidiyor değilmi.Kuzinede var ben de isterim.Hadi onu da Boncukçu nun yardımı ile bloğa koyduuk oldu bitti.Yaani eskilerin deyimiyle ezcümle artık buradayım.Beklerim efendim.
Sağlıcakla kalın...

June 06, 2006

gelin gibi

Kızkardeşim Boncukçu göndermiş.ne güzel değil mi gelin gibi.İnsanların albinoları için birşey diyemiyeceğim ama bazı hayvanların albinoları bir harika olabiliyor doğrusu.. Posted by Picasa

June 05, 2006

Taşındıım!

Artık buradayım.Blogcudan buraya taşındım.Dostlara duyurulur.....