July 31, 2006

haftasonu mamuli evdeydi..

Geçen hafta sonu mamuli yaz okulundan birkaç gün fırsat bulup okuldan bir arkadaşı ile eve geldi.Burada oldukları azıcık zaman içinde gezdiler,denize gittiler,bir arkadaşları evlendi onun nikah şahidi bile oldu oğluşum yaa..Onlara portakal ağacından tarifini alıp biraz da kendime göre değiştirdiğim enginar salatasını yaptım,bayıldılar.Salatanın tarifi daha sonra ..Pazar akşamı zamanları doldu gittiler.İşte böyle çocuk bir kere üniversiteye başladımı yaz okulu kış okulu derken evde olduğu gün sayısı dışarıda olduğundan daha az oluyor.
Arkadaşına Mamulinin ufaklık maceralarını anlattım çok güldüler,sizede anlatayım(mamuliden izin aldım anlatiim mi diye):Yıllar önce Mamuli 4 yada 5 yaşlarında filan bir gün aile dostlarımız ile birlikte denize gidiyoruz.Hemen belirteyim Mamuli o yaşlarda denizden müthiş korkuyordu,o kadarki neredeyse denize karşı bir tavır almış durumda idi ,sahilde otururken bile denize sırtını dönerdi.Gerçi sonradan ben onu yaz spor okullarına filan gönderdimde yüzme öğrendi(Deniz kenarında büyüyüp Ankarada havuzda yüzme öğrendiğini de belirteyim!)Mamuli denize gidiyoruz diye ödü kopmuş vaziyette kendini cesaretlendirmek için asıp gürlüyor bi yandan"işte ben bi gidiim denise şöyle yüsücam böyle balık tutucam"filan.Sahile gider gitmez ilk yaptığı hareket her zamanki gibi denize sırtını dönüp oturdu.Tabii ben oradaki daha önce gelip oturmuş olanlara arabada gelirkenki sözlerini anlattım tam buna gülüşürken Sadrazambey Mamuliyi kolundan tutuğu gibi dooru denize.Bi yaygara bi kıyamet büttüün sahil bize bakıyor.Oğluşum bağıra bağıra bize doğru geldi ağlayaraktan (denize sırtını dönmeyi de ihmal etmeden)küüt diye oturdu ve ağzından çıkan şu sözler hepimizi yerlere yatırdı:"Nası yüstüm ama!"
Yaa işte böyle şimdi koskoca adam oldu da arkadaşının nikah şahidi oldu oğluşuum.Yaa yeni gitti ama össlediim genee....

July 25, 2006

aman da aman kirpiklerine kurban!

Efendiim,merhabalaar.Nasılsınız efem,bu sefer bendeniz nenoni.
Resimdeki kokoş benim değil.Olmasını isterdim aslında.Ekteki fotoğrafı dün Boncukçu msn den yolladı.Epeyde muhabbetini yaptık kokoşçağızın.Ama yav şunun kirpiklerinede bakınız,bide başında fiyonklu tokası olsaymıış...Ama illede rengi pembe üzeri iri iri beyazz puanlı olsuun...
Boncukçu ile Mamulinin (hala bilmeyen varsa kendileri benim üniversitede okuyan oğlum)Ankarada bıraktığı arabasına gizlice bu kirpikleri takmak gibi haince planlar kurduk,hatta bide tepeye fiyonkk!
Kendileri epeyce ağır abidir,herhalde o dakka komaya girmişti ötesi yok.Hatta ben daha ileri gidip Sadrazam beyin(buda eşimdir)arabasına aynı hainliği yapayım dedim ama can güvenliğimden endişe edip vazgeçtim.Çünkü Sadrazamcım yatak baza fırfırına bile karşı "etek giymiş gibi, sök onu "diyor.Düşünün onun arabasında kirrpikk!
Ama genede hakkını yemiyeyim yeni evlendiğimizde yatak odasını zamanın modası olan pembe fırfırlı organze tülden perdeler ve yatak örtüleri ile döşemiştim ,keza mutfakta ööyle incikli fırfırlı idi vee adamcağızın epey zaman gıkı bile çıkmamıştı!Ne zaman kendi evimiz oldu ve tekrar döşemeye başladık o zaman isyan etti adam.Aman zaten o zamana kadar o fırfırların modası geçmişti çoktaan..
Ama şu kirpiklerden bi bulsam biryerde hani bi deniyeyim diyorum:)) Posted by Picasa

July 19, 2006

Boncukçu yazıyor:

Artık biliyorsunuz ben buranın misafir yazarıyım:)Nenoni'nin önceden duyurduğu üzre geçen hafta minik bir tatil kaçamağı yapıp Antalya'ya gittim.Sizler için de bir iki kare çektim ama cep telefonum pek iyi görüntü alamıyor ne yazıkki.Eh biraz da sıcak tepeme geçtiğinden pek iyi çıkmadılar.İdare edin...

Falez Oteli'nin önündeki parkta çekilmiş bir kare.










Begonvil Antalyada pek boldur.
Tophane çay bahçesinden nefis bir manzara. Posted by Picasa

July 18, 2006

...

Ne başlık atacağımı bilemedim de.Aslında aşağıdaki resmi yapalı epey oluyor.Bloğa koymaya bugün karar verdim,aniden.Farketmiş olduğunuz gibi paintte yaptım sonradan nero photosnap ta su efekti verdim.Paintle ve nero photosap ile oynamak hoşuma gidiyor.Daha doğrusu biklgisayar ile oynamak hoşuma gidiyor.E napayım 45 inden sonra oyuncak bulmuş çocuk gibi oldum internet ve bilgisayar ile tanışınca.Esasındaben bilgisayar ile ilk olarak 1976 yılında bankada çalışırken tanışmıştım ama o zamanki bilgisayar ile şimdiki arasındaki fark epeycene fazla idi.eski bloğum blogcu da ki arşivimde o konu ile ilgili bir yazı var.
Konu sıkıntısı çektiğimiz resimlerde nedense resme bir çatı çizmekle başlarız.sonra şu şirin ev çıkıyor ortaya sonra de yanına bir ağaç,arkada yeşil tepeler..
Laf aramızda böyle bir yerde ben ancak bir hafta tatil yaparım,devamlı yaşayamam gibi geliyor.Ama etrafta çok sayıda ev ve başka bi sürü insan olursa durum değişebilir.Öyle ıssız ada filan hikayeleri bana göre değil.Etrafımda herzaman insanlar olsun istemişimdir.
Ne yazıkki evim kalabalık bir ev değil.Bir oğlum var o da ankarada okuyor ,eşimle ikimiz evde yalnız yaşıyoruz.Başka çocuğum olmadı,olsaydı şimdi yanımızda olurdu diyeceğim ama sonuçta o da okuyup bi yerlere giderdi ,gene aynı şey.
Aa yazı hüzünlü bir konuya doğru gitmeye başladı oysa başlarkenki niyetim hiç öyle değildi.
Bu arada Boncukçu Antalyadaki kısa tatilinden döndü .Çektiyse resim ve gönderirse yazılarını buraya basacağım.
Bu günlükte bu kadar,sağlıcakla kalın... Posted by Picasa

July 13, 2006

sigara içmeyiniz!

Yani sigara içilmez ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.Tabii bunu bana gönderen kızkardeşim mailcinin de hala sigara içiyor olması ayrıca enteresan.... Posted by Picasa

burası neresi?

Hernekadar fotoğraf size bir tatil yöresini andırıyorsada ,diil işte!Burası benim yaşadığım şehir Zonguldak.
Ufarak bir şehirdir,taşradır,bu kadar küçük şehirlerde görülmeyen korkunç bir trafiği vardır.
Amaaa bazende işte böyle akşam yemeğini tanıdık birilerin işlettiği deniz kenarındaki bir balık lokantasında keyfli keyifli yemek gibi güzellikleri de vardır yaa...
Bir de şu her gittiğiniz dükkanda sizi tanımaları,yolda illaki birkaç kişiyle karşılaşıp hasbıhal etmeler...
Zaten bu gibi şeyler bu şehri yaşanır kılıyor.
Not:Benim gibi Ankaralılar da kendilerini 25 yıldır hala tatilde sanıyor.İşte olan bu! Posted by Picasa

July 11, 2006

senin nene gerek teknoloji...

Başlığı görüp anlamışsınızdır oldu gene bu hatuna bişiler.
Efendim biraz önce can sıkıntısından bilgisayar ile oynarken picasa programını açtım oooo birsürü gerekli gereksiz resim dolmuş.Dolarsa dolsun diimi efendim program sana çok dolu sil şunlarımı dedi sanki,yoo..Ama ben resimlerden bazılarını siliim dedim vee blue tooth inbox taki bir resmi seçtiim program bana siliimmi eminmisin dedi bende sil dedim .Sonra ne oldu biliniz bakalım?bluetooth inbox fiyuuvv! heryerden gitmiiş!Hemde öyle gitmişki mümkünü yok cep telefonondan bilgisayara fotoğraf aktarılmıyor.Amanın!bende bir panik hadii başladım gene bilgisayarı kurcalamaya.Akıllanmadın mı?diyeceksiniz.Nerdee..Neyse en sonunda geri dönüşümde bulduum.Buldum ama bu XP lerin geri dönüşümü Windows98 e göre daha karışıık.Uğraştım didindim inbox u oradan çıkaramadım.Sonunda yenilgiyi kabul edip yeni jenerasyon mühendis arkadaşlardan birini yardıma çağırdım:"**** cım biraz gelirmisin geri dönüşüme bişii attım çıkaramıyorum"kızcağız geldi benim dosyaları çöpten çıkardıı.Oohh bluetooth inbox um geri geldii.Aman ne güzeell......
Kızcağız işe gireli birkaç ay oldu bu bir kaç ayda bana defalarca bu gibi konularda yardım etmiştir yani.E bende 50 ye merdiven dayamış bir hatun olarak bilgisayara pek te hakim olmadığım halde ,bilmediğim işlere burnumu sokmaya da bayıldığımdan habire başıma böyle acayiplikler geliyor:))
Neyse sorunlar bu seferlik halloldu.Ne zamana kadar ?Ben birşeyleri merak edip Başımı derde sokana kadar:))
Merak kediyi öldürdü diye bi laf var birgün bilgisayarı kurcalarken önemli birşey sileceğim o olacak ya hadi hayırlısı bakalım.....

July 10, 2006

zonguldak-ankara-çandarlı hareketli bir hafta

Merhabalar efendim.Geçen hafta katedilen km yönünden oldukça yoğundu.(Ay cümle düşük mü oldu ne.neyse daha kendime gelemedim de ondandır).Önce 30 haziran cumadan başlayalım.Bir yakınımızın kızının düğünü için cuma günü Ankaraya gittik.Ertesi gün ben kız kardeşim mailci(boncukçu küçük kardeşim bu ortanca hani şu bana değişik mailleri gönderen)
ile beraber önce uçakla izmire sonra araba ile Çandarlıya gittik.Çandarlıda bu ilkbaharda kaybettiğimiz rahmetli halamın yazlığı var.Halacığım kışın Ankaraya dönerken iki üç ay sonra yazlığına geri dömek üzere kapatmış evi.Tabii herşey onun bıraktığı gibi duruyordu.Bizde kızkardeşimle beraber evi toparlamak amacıyla Çandarlıya gittik.Bu arada ben hayatımın ilk uçak yolculuğunu da yapmış oldum.Mailci "ay ne meraklısın hiiçç korkmadığın gibi yani uçak düşse hımm bunuda öğrenmiş olduk demekki uçak böyle düşüyormuş diyeceksin"dedi.Yani ben öyle merakla sağı solu seyrediyormuşumki..Aslında size birşey diyeyimmi ben yüksekten korkarım ama merakım korkumu yendi ve gidip gelirken havadan yeri iyicene inceledim.Şunu da belirtmeden geçemiyeceğim :Kıtlık filan olmaz bu ülkede Ankara izmir arası tamamen tarlalarla kaplı,anlacağınız yiyeceğimiz bol...
Çandarlı etrafı tamamiyle yazlık sitelerle kaplı ufak bir sahil kasabası .Halam burayı çok sever ve mümkün olduğunca uzun kalırdı yazlığında.
Resimlerde tarihi bir binadaki ptt,etraftaki yüzlerce begonvilden biri,terasta yaptığımız muhteşem kahvaltılardan biri,terastan dışarısı,siteden bir görünüş,akşam üzeri sahil,halamın köpeği Gargamel görünüyor.
Zavallı hayvan sanki sahibinin yasını tutuyor gibiydi.Tabiki biz bu koskoca hayvanı Ankaraya götüremiyeceğimiz için bekçiye gerekli harcamalar için bir miktar para bıraktık ,zaten halam Ankarada olduğu zamanlar Gargamele bakan adamcağız gene bakmayı kabul etti.Site halkı da çok alışıp sevdikleri bu köpeğin orada kalmasından mutluydular,özellikle de çocuklar..
Komşular başsağlığına geldiler sağolsunlar ,ardından bizi yemeğe kahvaltıya davet ettiler.Biz de bir akşam üzeri onları çaya davet ettik.Efendiim bir hafta geçti,Önce gene uçakla İzmir Ankara ,sonra otobüsle Ankara Zonguldak.Sonrada bugün işbaşıı...İnanın daha kendime gelemedim sarhoş gibiyim,ayaklarımda iyice şiş vaziyette.
Tabii ben yokken bloglarda neler olmuş neler.Önce onları gezdim bir ikisine yorum yazdım.Zaten sabah beri bilgisayarın başındayım iş güç filan beni bekliyor.Hadi hoşçakalın görüşmek üzere.... Posted by Picasa