Sinop'a kadar gitmişken ünlü sinop cezaevini gezmeden olmazdı tabii.Şehre girerken hemen önünüze çıkıyor zaten.
1882 yılında iç kale resmi olarak cezaevine çevrilmiş.
1939 yılında çocuk hapishanesi için bir bina ilave edilmiş.
Çocuk ıslahevi kısmını gezmedim,gezemedim.Yüreğim kaldırmaz diye hiç teşebbüs bile etmedim.
Çünkü büyüklerin kısmını bile gezerken gözyaşlarımı tutamadım.
Hele bir zindan var.Mamuli ile Sadrazam :
"Yahu insan burda nasıl yaşar,ölür be!"dediler.
"Ööll"
dedim
"mahkumu insan sayan burayı yapmazdı zaten"
Kırım Hanı Devlet Giray
Sabahattin Ali
Refik Halit Karay
Mustafa Suphi
Ahmet Bedevi Kuran
Ruhi Su
Burhan Felek
Zekeriya Sertel
Nazım Hikmet
Aldırma gönül de burada yazılmış biliyormuydunuz.
"Dışarda deli dalgalar,gelir duvarları yalar"
Cezaevinin bulunduğu eski kalenin üç tarafı denizle çevrili.
İnsanın içi ürperiyor.Ne kadar gazetelerden kitaplardan okusak,gözle görmek müthiş birşey.
Unutmadan,cezaevine girmeden hemen kapıda maket gemiler satan bir dükkan var.Harika el işi minik gemiler,kayıklar satıyor.Mükemmel hediyelik olur.
3 comments:
buralardayım nenonim. tesadüfen ben de bugün yazdım ama nadansa yayımlayamadım, ayarlar mı değişmiş ne ben yazmayalı..
ben de çok etkilendim bak şimdi sinoptakinden, cezaevi demek bile gelmiyo içimden.. ne değerler yatmış oralarda, ağzı dili olsa da konuşsa duvarlar, ranzalar, avlu ve hücreler.. Allah kimseyi düşürmesin..
Sinop Cezaevi deyince aklıma Sabahattin Ali ve Aldırma Gönül gelir hemen.
O havayı yakından yaşamak gerçekten müthiş olmalı. Zor iş mapus olmak. Allah düşürmesin.
İncegülcüm benim aklıma da aldırma gönül geldi hemen.
Post a Comment