gitmeden ve suyumuz bitmeden

Aslında artık tatile çıkmadan önce yazmam diyordum ama...Boncukçu şuraya bir bak dedi.Suyla sanat mış.Tamda bu günlerde.Yukardaki resim çok hoşuma gitti, masa üstü yaptım hemen.Sizlerle de paylaşmak istedim.

Gerçi biz Zonguldakta henüz su sıkıntısı çekmiyoruz ama birkaç sene önceki felaket kesintileri de unutmuyoruz.Dün Mamuliyi yaz okuluna devam etmesi için Ankaraya yolcu ettik.Yanına da bir sürü kova bidon filan verdik.İyiki vermişiz.Ankarada bidon sıkıntısı varmış.Çocukluk ve ilk gençlik günlerim aklıma geldi.Şeker,yağ,benzin ve hatta (tuz gölüne sahip bir ülkede!) tuz sıkıntısı ve kuyrukları çok gördük te,vallahi bidon sıkıntısı çekileceği hayatta aklıma gelmezdi.

Küresel ısınma küresel ısınma diye diye bu günlere geldik.Niye vaktinde önlem almadınız sayın baylar!

Neyse ben genede eve bi bidon alayım.Henüz burada lazım değil ama...Ne oluur ne olmaazz...

Pazar günü ,seçim meçim...

Efendim günaydın.Nasılsınız pazar günündenberi.Ben hafif(!)şoktayım da.Neyse bu konuda yorum yok!Halk böyle istemiş demek ki.

Mamuli oy kullanmak için Ankara dan geldi.E kendileri her yaz olduğu gibi yaz okulunda gene.Neyse genede bu bahaneyle üç beş güncük te olsa gelebildi,hasret gidermiş olduk.Pazar günü erken kalktık,Kahvaltı edip oyumuzu kullanmaya gittik.Ondan sonra çıkmışken Ereğliye doğru gidelim biraz gezip denize filan gireriz diyerek yola çıktık.Ereğli deniz meniz geri gelmemiz öğleden sonrayı buldu.Sonuçların açıklanmasını beklerken Zonguldak Deniz Klubünde balık yedik.Sonra bu sonuçlar evde yalnız başına dinlenmez diyerek bir aile dostlarımıza oturmaya gittik.Balkonda geç vakte kadar hem oturup çay içtik,hem de seçimin muhasebesini yaptık her yönden.

Mamuli çarşamba günü yaz okuluna geri dönüyor.Biz de memleketimiz olan Hopa ya gideceğiz.Aslında ben tatile Didime gitmek istiyordum ama eşim memlekete kaç senedir gitmediğimizi, yaşlıları belki de son görüşümüz olabileceğini(duygu sömürüsüne bakınız)söyleyince başka çare kalmadı.Bu yaz Hopa ya gidiyoruz.

Gitmeden başka yazı yazamazsam dönüşte görüşene kadar hoşçakalın,sağlıcakla kalın.

Not:Yazının asıl başlığı"canım birşey yazmak istemiyor" idi.Sonra baktım ki birşey yazmak istemeden başlayıp uzatıp gitmişim.başlığı değiştirdim:)

Haftasonu

Geçen hafta sonu Kızkardeşim Boncukçu ile arkadaşım ikinci hayat bana misafir geldiler.Gelişleri şerefine meyveli şarap yaptım, bu seferki vişneli idi. Vişnelisi de böğürtlenli kadar harika oldu.İkinci hayat içkiden çok hoşlanmadığından az içti.Hemen hemen bütün şişeyi boncukçu ile beraber balkonda içtik denize karşı.
Geldikleri akşam ve ertesi sabah bir yağmur bir fırtına sormayın.Eyvah dedim kızların kısacık tatilleri heba olacak.Neyseki cumartresi öğleden sonra hava bir açtı ,bir güzel güneş oldu,bizde havuza ve denize giderek değerlendirdik o üç günü.
Tabii gelmelerinin hatırası olarak bu iki hamarat bayan bana birkaç güzel takı yaptılar.
Sağolsunlar güzel güzel takıyorum.
Efendim yandaki resimler yukardan aşağıya:
Vişne şarabı ile balkon keyfimiz;
Havuz sefamız;
Deniz sefamız;
Deniz sefamızın son perdesi,plaja ayağımıza kadar garsonun getirdiği çay;

İyiki geldiniz kızlar,en kısa zamanda bu keyfi tekrar edelim:)

Hayvanat bahçesi,Mohini ve beyaz balina aydın

Yaşı 50 civarında olanlar hatta az daha gençler Doğan kardeş dergisini hatırladınız mı?Nostaljik takılacağım bu gün.Geçenlerde Boncukçu bana düş hekimi'nde Ankaranın meşhur fili Mohininin Türkiyeye getirilişi ile ilgili bir yazı okuduğunu çok etkilendiğini yazdı.Hemen açtım okudum.Birdenbire sanki onlarca yıl geri gittim.Tabii ben o kadar yaşlı değilim canıım Mohininin gelişini babam ile halam anlatmıştı.Ama çocukluğumda hayvansever bir aile olarak sık sık ve cümbür cemaat AOÇ içinde bulunan hayvanat bahçesine gezmeye hayvanları görmeye giderdik.Uzun yıllar gitmez olduk sonra.Mamuli ufakken(her seferinde yazıyorum,yenilere not:Mamuli şu anda 24 yaşında olan oğlumdur)Ankaraya bir gidişimizde hayvanat bahçesini ziyarete gitmiştik.Zavallı çocuk tv den gördüğü hayvanları kanlı canlı karşısında görünce çok şaşırmıştı.Hatta foklardan epeycene ürküp sabaha kadar"balık,büyüük balıık"diye sayıklamıştı.Arslan kafesine yaklaştığımızda çiftliğin o sünepe arslanı öyle bir kükremişti ki,hayvanlar kralı diye isim almasının nedenini hep beraber öğrenmiştik o dakika.Gene yıllar oldu hayvanat bahçesi gezmeyeli,ne oldu hangi hayvanlar var,bakım nasıl hiç bilmiyorum.İnternetteki AOÇ sitesinde de bahçe ile ilgili fazla bir bilgi ve resim yok.İlk fırsatta Ankaraya ilk gidişimde gidip göreceğim.Hem orda çok güzel köfteler yapan bir yer var:Bak şimdi, yahu oralara gittik te bir vakit bulup bahçeyi gezemedik, iyi mi?

Bu sevimli yaratığı tanıyoruz henüz unutmadık.Unutur gibi olduk ama değil mi?

beyaz balina aydın işte bu.

Bir zamanlar gazetelerin ve tv lerin baş köşesini süsleyen Aydının hayat hikayesini de düş hekiminde okudum.Hatırladım ,kaçırdıklarımı öğrendim.

Not:Bu sabah radyo da Ankara belediye Başkanının Malezya ya da öyle bir yerden 100 adet maymun getirteceğini dinledim.Sözüm meclisten dışarı da ,yani Ankarada bir yerlerde yeteri kadar maymun yok mu idi?

diyet

Merak etmeyin bu yazıda diyet listesi filan yok.Zira zayıfların ihtiyacı yoktur şişmanlarda da bir milyon diyet listesi olup hatta istenirse kitabını bile kendimiz yazarız ,o kadar yani!Hatta ben gibi defalarca onlarca kilo verip geri alanların sayısı bloggerler arasında çok zannediyorum.
Uzatmıyayım diyeceğim ama...Uzatayım canım basılınca bi damlacık iki satır oluyor.Ama şu yukardaki karikatüre bakınız!Epey zaman önce komikazede rastlayıp bayılmıştım.Hemen kopyalayıp bi yanlarda saklıyordum.Bugündenberi de ne yazsam, zavallı Barışın resmi yapışıp kaldı sayfada,insanlar yeteri kadar hüzünlendi artık bişiler yazayım diyordumkii bu karikatürü gördüm.Hemde diyet yapıp geri bozup tekrar devam ettiğim bu günlerde iyi oldu yani.
Diyette 2 kilocuk verdim,olsun ne yapayım.Üff yesek yesek te kilo almasak!

Olmadı be Barış!

OLmadı ;böyle genç yaşta bu kadar sevilirken ve de durup dururken ölmek, olmadı.

kalemin (aslında mausun!)ucundakiler

ÇÖL

Günün anlam ve önemine dair

(küresel ısınma)

KALIBA SIKIŞMIŞ

İçim çokk daralmış o gün!

KAOS

Karışık bir zamana denk gelmiş bu da

Fimo ile ilk denemeler

Dün(pazar günü) evdeydim.Aslında işim de vardı ama önce şu alıpta bir türlü deneyemediğim fimo hamurlarını çıkarayımda bir bakayım dedim.Aman ne zevkli birşey,hanımlar oyun çağında çocuklarınıza hemen bir oyun hamuru alın.Hatta ben elim alışsın diye kendime oyun hamuru almayı bile düşünüyorum.İlk denemeler ,olay öyle sandığım kadar kolay olmadığından olsa gerek;çok başarılı değildi.Ama denemelerim sürecek ve her defasında onları sizinle paylaşacağım.
Şimdi size şu fotoğrafta birşeye benzetemediğiniz şekiller hakkında bilgi vereyim.
Üstte bir çay tabağına kaplanmış fimo denemesi(cam malzemeler fırında 130 derecede kırılmıyor),Sağ alttaki kırmızı acayiplikler kedi figürleri(gülmeyin öyle kolay değil işte!),sol taraftakiler de boncuk.
Denemelerim sürecek bekleyiniz efendim...

Barış Akarsu

Böylesine genç birinin manasız bir kazayla yaşam mücadelesi vermesi ne acı!Dizini seyredip şarkılarını dinliyorduk be Barış oğlum!Hadi gayret yaşama tutun sımsıkı...