July 10, 2006

zonguldak-ankara-çandarlı hareketli bir hafta

Merhabalar efendim.Geçen hafta katedilen km yönünden oldukça yoğundu.(Ay cümle düşük mü oldu ne.neyse daha kendime gelemedim de ondandır).Önce 30 haziran cumadan başlayalım.Bir yakınımızın kızının düğünü için cuma günü Ankaraya gittik.Ertesi gün ben kız kardeşim mailci(boncukçu küçük kardeşim bu ortanca hani şu bana değişik mailleri gönderen)
ile beraber önce uçakla izmire sonra araba ile Çandarlıya gittik.Çandarlıda bu ilkbaharda kaybettiğimiz rahmetli halamın yazlığı var.Halacığım kışın Ankaraya dönerken iki üç ay sonra yazlığına geri dömek üzere kapatmış evi.Tabii herşey onun bıraktığı gibi duruyordu.Bizde kızkardeşimle beraber evi toparlamak amacıyla Çandarlıya gittik.Bu arada ben hayatımın ilk uçak yolculuğunu da yapmış oldum.Mailci "ay ne meraklısın hiiçç korkmadığın gibi yani uçak düşse hımm bunuda öğrenmiş olduk demekki uçak böyle düşüyormuş diyeceksin"dedi.Yani ben öyle merakla sağı solu seyrediyormuşumki..Aslında size birşey diyeyimmi ben yüksekten korkarım ama merakım korkumu yendi ve gidip gelirken havadan yeri iyicene inceledim.Şunu da belirtmeden geçemiyeceğim :Kıtlık filan olmaz bu ülkede Ankara izmir arası tamamen tarlalarla kaplı,anlacağınız yiyeceğimiz bol...
Çandarlı etrafı tamamiyle yazlık sitelerle kaplı ufak bir sahil kasabası .Halam burayı çok sever ve mümkün olduğunca uzun kalırdı yazlığında.
Resimlerde tarihi bir binadaki ptt,etraftaki yüzlerce begonvilden biri,terasta yaptığımız muhteşem kahvaltılardan biri,terastan dışarısı,siteden bir görünüş,akşam üzeri sahil,halamın köpeği Gargamel görünüyor.
Zavallı hayvan sanki sahibinin yasını tutuyor gibiydi.Tabiki biz bu koskoca hayvanı Ankaraya götüremiyeceğimiz için bekçiye gerekli harcamalar için bir miktar para bıraktık ,zaten halam Ankarada olduğu zamanlar Gargamele bakan adamcağız gene bakmayı kabul etti.Site halkı da çok alışıp sevdikleri bu köpeğin orada kalmasından mutluydular,özellikle de çocuklar..
Komşular başsağlığına geldiler sağolsunlar ,ardından bizi yemeğe kahvaltıya davet ettiler.Biz de bir akşam üzeri onları çaya davet ettik.Efendiim bir hafta geçti,Önce gene uçakla İzmir Ankara ,sonra otobüsle Ankara Zonguldak.Sonrada bugün işbaşıı...İnanın daha kendime gelemedim sarhoş gibiyim,ayaklarımda iyice şiş vaziyette.
Tabii ben yokken bloglarda neler olmuş neler.Önce onları gezdim bir ikisine yorum yazdım.Zaten sabah beri bilgisayarın başındayım iş güç filan beni bekliyor.Hadi hoşçakalın görüşmek üzere.... Posted by Picasa

3 comments:

CaDı said...

Hoşgeldin:)) Bende ilk uçağa bindiğimde İstanbul üzerinden uçmuştum ve bu koca şehre ekmek yemek mi yeter demiştim, demek yeterince tarlamız varmış;)

Nenoni said...

cadı hoşbulduk.her yer tarla inan.yama yama görünüyor.ama öyle geniş ormanlar filan yok yani.

ece said...

askolsun sana nenoni,
çandarlı.ya burnumun dibine kadar geldin ve beni aramadın...
ne diyeyeim sana ben :(((