December 28, 2006

yılbaşı çamları ve noel kuçu

Geçen gün bulamadığım yılbaşı çamları resimlerini boncukçu bulup yollamış.Yahoo çelebi gruptanda şu sevimli kuçucuk geldi:))
Aslında tek bir ağaç resmi basıcaktım ama ayıramadım hepsi o kadar güzel ki...
Tabii bu sevimli noel kuçu kalbimi çaldı basmadan edemedim...
Posted by Picasa

December 27, 2006

karlar düşeer







Buraya sabahtan beri kar resmi basmaya çalışıyorum deli çıktım basamadım picasadan üç defa normal yoldan beş defa uğraştım olmuyoor.Efendim Zonguldağa kar yağdı da her taraf pek bi güzel bembeyaz oldu ama ben buraya basamadıım.Sonra tekrar deneyeceğim.Kalın sağlıcakla..



Yazıya ek:Şimdi diyorsunuz ki"Ee basılmış resimleer"Yaa basılmış tabii resimler.Ben izinli ve evdeyim.Sabah kalktım.Oo kar yağmıış.Resim çektim.Basiim şu resimleri dedim olmuyo bir türlü neyse Boncukçu bir de ben bakayım dedi oldu.Kardan adamı ona sabah msn den ben yollamıştım.Yahu saat ikibuçuk olmuş, ay tepem döndü bi post yazıcam iki resim basıcam diye.Yukardaki fotoyu da ben bastım becerip biraz önce.Sabahtan beri de ağzımda şu şarkı "Karlaar düşeer,düşer düşeer ağlarıımm..."

December 26, 2006

kurban bayramı

Dün akşam yılbaşı için kutlama yazısı yazarken kurban bayramını da kutlarsam birini boşvermişim ya da ikisini bir arada çıkarıveriyormuşum gibi geldi.Ben de ikisine de haksızlık olmasın diye ayrı ayrı post yazmaya karar verdim.Halbuki hepsini birden boşverip tatilde Boluya gezmeye gideceğiz:))
Aslında benim niyetim şööyle evde pek kalabalık olmayan kafa dengi bir iki ahpapla bişiler yiyip bolcana laflayarak yılbaşı geçirmekti.Sadrazamcım kaplıca sevdiğinden ve son birkaç bayramdır hep aynı yere gittiğimizden bu sene de aynı yerde bayram geçirmek istedi.Böylecene evde yılbaşı artık seneye kaldı.
Çocukluğumun bayramlarını ve yılbaşlarını hatta bütün kutlamaları anımsadım.Niyeyse insan hafızası sadece güzel olayları hatırladığından geçmiş hep özlemle anılır.Ben de özlemle eski güzel günleri andım.
KURBAN BAYRAMINIZI KUTLAR NİCE GÜZEL BAYRAMLAR DİLERİM.
Posted by Picasa

December 25, 2006

2007 gelirken

Merhabalaar.Efendim iyi akşamlar.Daha yılbaşına bir hafta var ama ben şimdiden yeni yılınızı kutlıyayım dedim.Bir saattir şöyle güzel bir yılbaşı çamı arıyorum internette,ama bulamadım.Evde de yokki çekip resmini basayım.Bu yılbaşı çamlarına asılan süsleri buldum bi yerde.Ufacıcık bir resim.O kadar küçükki picasa görmüyor.Resmi bulunduğu yerden aşırıp resimlerime kopya ordan windovs picture manager i aç resmi büyüüt,picasa görsün.Bu seferde karanlık ve hafif flu.Birazda picasada oyna sağını solunu netliğini düzelt.Off!neyse resim yüzüne bakılır bir hale geldi biraz sonunda.Yani kıymetinizi bilin bayağı uğraştım akşam akşam. Sadrazamcım içerden "NENONİİ ÇAY OLMADIMII"diye sesleniyor hadi bu akşamlık bu kadar.
tekrar görüşürüz daha yılbaşına kadar ama ben yinede yeni yıl için en iyi dileklerimi sunuyorum sizler için:
YENİ YIL HEPİMİZE MUTLULUK SAĞLIK SIHHAT VE İYİLİKLER GETİRSİN..
Not:Kurban bayramı güme gitti sanmayın onun için ayrıca bir post yazacağım:)
Posted by Picasa

December 21, 2006

En kısa gün

Bugün yılın en kısa gününün akşamı olmak üzere.Bu yıl bize hiç uğurlu gelmedi.Allah daha kötülerini göstermesin.Tanıdıklarım arasında kime sorsam yani neredeyse hiç kimse 2006 dan mutlu değil.Tabii olaylar öyle denk geldi muhtemelen ama yeni yıl yeni umutların başlangıcı demek. Bu gün en kısa gün ama şöyle düşünelim artık günler hep uzayacak .Böyle düşününce karamsarlığım epey dağıldı kışın başlangıcında olmamıza rağmen sanki bahar uzaktan göz kırptı gibi:)
Hoşçakalın,sağlıcakla kalın...

December 18, 2006

Ispanak kökü çorbası

Cuma günü eve giderken manava uğradım.Niyetim yemek için kolay ayıklanıp pişen bir sebze almak.Aklımda bile yokken bir kenarda yeni gelmiş çok güzel taze ıspanaklar dikkatimi çekti.Alıp eve geldim ayıklamaya başladım.Aa!kökleri çok taze ve tertemiz.Rahmetli Babaannemin ıspanak kökünden yaptığı nefis çorbayı hatırladım.Elimden geldiği kadar aynısını yapmaya çalıştım bence çokda güzel oldu.Tarif aşağıda:
Malzemeler:
*1 kg ıspanağın kökü(ıspanağın kendisi bu çorbada yok,onu başka türlü değerlendirin;daha iyisi büyük marketlerde sadece ıspanak kökü satılıyor onlardan alabilirsiniz)
*1 adet havuç
*1 adet patates
*1 adet ufaklarından kuru soğan
*1 yemek kaşığı un
*unu kavurmak için az bir miktar sıvı yağ veya isterseniz tereyağı
Yapılışı:
Ufak ufak doğradığınız sebzeleri bolca suda iyice haşlayın.haşladığınız suyun içinde bekletin(suyu atmayın bu çorbanızın suyu olacak)öte yanda ayrı bir kapta unu yağla hafifçe kavurun.sebzelerin üzerine ilave edin .Tekrar birlikte biraz pişirin.kırmızı biber tuz ve nane ilavesi ile çorbanız hazır.İsteğe bağlı olarak yerken limon suyu ilave edilebilir.
Afiyet olsun. Posted by Picasa

December 14, 2006

Beta ya geçtim de

Bugün nihayet blogger in beta versiyonuna geçmeye karar verdim.Kuzinenin yardımlarıyla neyse çok bi olay çıkamadan geçtim.şimdi de ilk postu yazayım bakim dedim de.Bi yandan da" yahu kızım senin yaşındakiler çoktaan emekli filan oldu bazıları çocuk evlendirdi sen hala nelerle uğraşıyorsun"diyorum kendi kendime .Ama bu blogger lik işi beni çok sardı.Geniş bir dünya imiş burası.Hem de henüz blog dan filan haberi olmayanlara çok bilmiş bir eda ile "benim bir bloğum var işte şöyle böyle"demek çok hoşuma gidiyor.
Sağlıcakla kalın.

December 13, 2006

Garnitürlü tepsi köfte

Posted by Picasa
Dün akşam garnitürlü tepsi köfte yaptım.Daha doğrusu yoğurulmuş köftem vardı hazır,kızartmak istemedim ,ağır olur akşam akşam diye.Tepsiye dizip fırına verdim.İyice kızarınca üzerine hazır garnitür ve salçalı su,azıcıkta sıvı yağ ilave edip tekrar fırına sürdüm.suyu fokurdayana kadar pişirdim.Yanında şehriyeli pilav ile mükemmel oldu.
Not:Ben köfteyi hazır köfte harcı ile yoğurmuştum.Siz isterseniz benim gibi tembellik etmeyin bildiğiniz gibi normal yoğurun köftenizi.
Afiyet olsun.

December 12, 2006

dün akşam

Dün size doğum günüüm demiştim ya,o postu yazdım biraz sonra Sadrazambeyden bir telefon geldi.Ben hah hatırladıı diye açtım,yoo hatırlamamış,akşama balık alsamıymış.
Ben tabii bombozuk bi sesle:
"ne balığı ya,bugün günlerden ne" deyince
Sadrazambey:
"hiıımm aralık ayında ne vardı yaa neyi unuttuk gene"diye epey bir düşündükten sonra buldu:
"aa senin doğum günün demii"
ben:
"hee yaa benim doğum günüüümm,sakın balık alıp geleyim demee"
Sadrazambey çevir kazı yanmasın uslubunda:
"yok canıım ne balığı gel bu akşam dışarda yiyelim madem"
Böylecene Havuzbaşı restoranta yemeğe gittik,Bir arkadaş çiftle buluştuk,Hoş bir tesadüf eseri dün akşam onların da evlilik yıldönümleri imiş.restorant ın sahibi (o da yabancı değil bir arkadaşımızın hanımı)bize bir yaş pasta yollıyarak kutlamamıza katıldı.Biraz balık,salata yanına bolca şarap içildi,azcık çakırkeyf olunup gece yarısı eve dönüldü...
İşte böyle kutladık yaşgünümü.Şimdi yahu hanım hanım kaç yaşına geldin ne yaş günü bu demeyin,yaşam içinde bir renk bunlar ne yapalım.Ama giderek günü hatırlayıp yılı unutuyoruz tabii:))

December 11, 2006

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

Bugün benim doğum günüüm.Yılını sormuyorsunuz tabii kibarlık edip.Benim de aklıma biraz önce geldi zati.Kendime şu çiçeği armağan ediim dedim(resmini yani) Posted by Picasa

December 10, 2006

Bir pazar akşamı Zonguldak

Biraz önce balkonumdan şu fotoğrafı çektim.Korkunç bir is ve duman.Deniz kenarı ve yemyeşil bir bitki örtüsüne sahip olan bu şehirde kışın işte böyle bir hava kirliliği yaşanıyor.Çocukluğumun ve daha çok gençkızlığımın Ankarasına benziyor hava.Gerçi doğalgaza zamlar böyle devam ederse yakında herkes daha ucuz diye kömür yakmaya geri dönecek ve korkarım Ankara tekrar böyle bir havaya sahip olacak.İnşallah birileri durumu farkedip erken tedbir alır. Ankara demişken biraz önce bizimkilerle konuştum.mamuli midesini üşütmüş ve annemlerde soluğu almış.Annem galiba yardımcı kadınla atışmış.Ameliyattan sonra sinirleri iyice zayıfladı.Bana da buradan onlara üzülüp herkesi merak etmek kaldı.Off artık emeklilik günleri geliyormudur nedir?O zaman gerektiğinde hemen oraya gidip yardımcı olabilirim belki.Neyse herşey yoluna girer umarım.Hoşçakalın... Posted by Picasa

December 07, 2006

Gün boyu

Geçen gün Cadı gün boyunca yaşadıklarını yazmış rutin olduğundan bahsetmişti.Rutin mi bilmem ama oldukça dolu bir yaşam sürüyor sanırım.Okurken başım döndü valla.
Ben de yazayımmı naapim derken(biraz da bugün yazacak birşey bulamadığımdan)gün boyu yaptıklarımı yazıyorum:
-Sabah henüz kargalar b.k yemeden saat 6.30 da kalkılır.O sırada benden önce davranıp emekli olmuş bulunan Sadrazambeyden birtakım HORRNve de ZZZZ sesleri gelmektedir.Amman uyuyor uyanmasın diye karanlıkta dolaptan kılık kıyafet seçilir,çorap morap ta çekmeceden bulunup oturma odasına geçilir ışık yakılılır tv açılır OHH! rahat rahat giyinilir.
_Sabahın o saatinde kahvaltı filan edilmez dolaptan bir bardak soğuk süt alınır sabah haberleri için tv nin karşısına geçerkeen....
_Akşamdan makinaya konmuş ve çooktaan yıkanıp bitmiş çamaşırlar akla gelir,appartoppar çabucanak çamaşırlığa asılır.
_Birden çantanın dünkü kıyafetle aynı renk olduğu bu günkülere uymadığı farkedilip hadii çanta değişilir.
_Evden çıkılır arabaya atlanır(son anda arabanın ne kirli olduğu farkedilir yapacak bişey yoktur) yola çıkılıır işe gelinir.
_Saat 9 a kadar çay may gazete birazda dünkü yazılara bakılır.(Evrak yaa post diil ne fesatsınız)Arada bloglara bakılırken toplantı saati gelir.
_Günlük olsağan işyeri toplantısı bir saat filan .
_İşim fazla bir hareket içermiyor bööyylecene akşam olur.
_Arabaya atlanır 17.30 daki Aerobiğe yetişilir.
_Ordan eve geliş banyo filan saat 19.00 olur.
_Mutfaak!
_Sadrazambey gelir(emekli adam bu saate kadar naapıyorsa,arkadaşları ile oturdukları okey masasından kalkamadı zahir)
_Yemek,sofrayı kaldır,çay koy,yarınki yemeği ayarla.
_Tam yatıcam sabah astığım çamaşırları hatırla otur onları katla..
_İyi geceleer...

December 04, 2006

Ankara yazıları (gene Ankara napiim bi ayağım orada)

Dün akşama doğru Ankaradan döndüm.İzinler bitti ne yapayım.Aslında aklım hala orada.Biraz önce Annemi arayıp iyi olduğu duydum ya, yazıyı daha rahat yazıyorum.Zamanım daha çok evde Babamla ilgilenerek geçti.Hastanede refakatçi kabul etmediler.Ziyaret saatlerinde ,biraz da akşamları rica minnet kaçamaklarla hastamızı görüp ilgilenebildik.Annecim şimdi daha iyice,sadece yara yerindeki dreni henüz çıkartmadıklarından biraz rahatsız.İnşallah o da yakında çıkarsa birşeyi kalmıyacak.
Geri kalan zaman ise resimde gördüğünüz şirinlik Boncukçunun kedisi minnoş ile oynamakla geçti.
Sırasıyla resimler:Minnoş cep telefonumun süsüyle oynarken,Babamın kıvır zıvır sepetiyle oynarken vee en sonunda sepeti devirip altında kalırken...
Oy çok tatlı bişi kerata ,nasıl sevdirdi kendini:))

Hafta sonu fırsat bulur bulmaz takı kursuna gittim.E artık ben onların misafir öğrencisiyim.Yanda gördüğünüz bilekliği ve küpeleri yaptım.Yıllar önce buna çok benzeyen bir kolyeyi bana Mailci(öbür kız kardeşim)yapıp hediye etmişti .Şimdi takım oldular iyi oldu.
Vee fotoğrafta Sakarya caddesi.Bu sadece yayalara açık caddeyi ne çok severim.Alışveriş yaparsın oturup bişiler yersin.
Hadi şimdilik bu kadar.Görüşmek üzere hoşçakalın...