February 23, 2007

Brokoli çorbası



Dün akşam eve gittim buzdolabını açtım ve ne pişireceğime bakmaya başladım.baktım ki bir parça brokoli kalmış.Zaten buharda pişirerek salatasını yaptığım ve birçok kişi hoşlanmadığı halde bizim çok severek tükettiğimiz bir sebze olan brokoliyi bu sefer değişik bir şekilde pişirmek istedim.Tarifi de daha önce Boncukçu ile brokoli çorbası tarifi ararken bulduğumuz ekşi sözlükteki tarif.Ekşisözlüğe girin,brokoli çorbası yazın,getir deyin.İşte aşağıda Brokoli çorbası tarifi:
malzemeler
mutfak zorluk
* süre 50 dk.
kaç kişilik 4
yöntem
1 adet orta boy soğan
yarım çay bardağı sıvıyağ
250 gr brokoli
1 adet orta boy haşlanmış havuç
1 adet yumurta sarısı
1 çorba kaşığı un
1 adet tavuk bulyon veya tavuk suyu
tuz, su
hazırlanışı
Küçük küçük doğranmış soğanı sıvıyağda sarartın.Çok küçük dallar halinde ayırdığınız brokolileri ekleyin. 3-4 dakika daha bu şekilde kavurun. Üzerine haşlanmış havucu tavla zarı iriliğinde doğrayıp ekleyin. Ayrı bir kapta yumurta sarısını ve unu, yeterince suyu (yaklaşık 1 litre) ilave edip, çırpın ve topaksız bulamaç haline getirin. Sulu, yumurtalı ve unlu karışımı tencereye aktarıp, tuzunu ayarlayın. Ağır ateşte ve karıştırarak pişmeye bırakın. Üzeri göz göz olana dek pişirip ateşten alın ve servis yapın.


İnanılmaz şekilde harika bir çorba oldu. Gerçi bir yandan da bu akşam pişirmek üzere harhaşilik kara lahana haşlandığından mutfağımda acayip kokular oluştu. Artık onu da tütsü ile hallettim. Bu kadında bu acayip çorbaları (yok ıspanak kökü, yok brokoli çorbası) nereden buluyor demeyin.Vallahi harika oldu, bir deneyin diyorum.

February 19, 2007

Ankara'ya Hitit güneşi yeniden doğuyor!

Ankarada bir grup genç tarafından başlatılan bir eylem bu.Bütün otobüs duraklarındaki Ankara amblemlerinin üzerine bu stick yapıştırılıyor.Eski Ankaralılar bilir(hani şu Sayın Melih Gökçek ten önceki Ankara)Eskiden ankaranın hitit güneşli bir amblemi vardı.Sonradan Melih Gökçek belediye başkanı olduğunda şimdiki o acayip camili yıldızlı amblem ile değiştirilmişti.İşte şimdi genç Ankaralılar eski hitit güneşli amblemlerini geri istiyormuş.Ben destekliyorum.Ne dersiniz Ankaralılar.Bu amblem daha güzel değil mi?

February 12, 2007

Kerevizli beyaz lahana salatası



Kaç gündür yeni post yazamadım.artık bloğumun ziyaretçilerinden şikayetler gelmeye başladı.Ben de Ankarada iken resmini çektiğim fakat yazmaya fırsat bulamadığım bir salatayı yazayım dedim.

Annemin tariflerinden biri.Harika oluyor.İçine konulan malzemeler hep göz kararı olduğundan miktarları nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama başlayalım bakalım.

Bir miktar beyaz lahana (canım işte salata yapacak kadar),bir adet kereviz,bir adet havuç,bir bardak yoğurt,yarım çay bardağı mayonez,birkaç kornişon turşu,tuz.

Beyaz lahanayı ince ince kıyın tuz ile ovup yıkayın(yoksa çok sert oluyor).Kerevizleri ve havuçları rendeleyin.Kornişonları ince ince doğrayın.Karıştırın.yoğurt ve mayonez ilave edin.Maydonoz ve zeytin ile süsleyin.
Afiyet olsun.

February 06, 2007

çay


Öğlen yemekten dönülür.Çaycı çayı yetiştirir hemen.Bardak ele alınıp koltuk masadan camın önüne çekilir.Geride deniz manzarası ile beraber güzelcene çay içilir.
Eski bir Ankaralı olarak çalıştığı ortamın keyfine varılır.Sonrada "hadi bu keyfi blog arkadaşları ile de paylaşalım "deyilip bu post yazılır.
not:Önce fotoğraf yüklemede bir sürü olmazlık ile karşılaşılıp bu betayı başımıza dert edip sonra bi güzel beta öldü diye bişiler yazan blogspota bil umum saygılar sunulduktan sonra tabii.

February 01, 2007

ne oldi sana..

Yer:Bir iki yıl önce bir doğukaradeniz kasabası olan Hopa da bir evin balkonu.
Balkonda oturan birazda unutkanlık hastalığından muzdarip yaşlı teyze hem ılık havanın tadını çıkarmakta hemde etrafa bakınıp vakit geçirmektedir.İçeride tv açıktır seside balkondan duyulabilmesi için yüksekçenedir.
Tv de Davut Güloğlu söylemektedir-"ne oldi sana ne oldi böyle"
Teyze( balkondan)-"Hastayım evladi,yaşlılık, oram buram ağrıyi"
Tv den D G-"Ne oldi sana ne oldi böyle"
Teyze-"belim ağrıyi,kolum ağrıyi,hiç keyfim yok"
Tv dev DG-"Ne oldi sana..."
Teyze iyicene kızarak ve bağırarak-"Eliğin köri oldi,ne habire soraysun!"
Not:Olay fıkra değil gerçektir ve aynıyla vakidir:)Ama zaten bizim oralarda her evde bir Nasreddin Hoca vardır....